Eve gelir gelmez klimayı açmayın.!

Yaz aylarının vazgeçilmezi klimalar birçok sağlık sorununa davetiye çıkarıyor. Uzmanlar özellikle uyarıyor, Eve gelir gelmez klimayı açıp karşısına geçmeyin..

Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op.  Dr. Tamer Bakalım, kalp hastalığı riski ve kalp hastası olan kişilere sağlıklı bir yaz geçirmeleri için önerilerde bulundu.

Yazın kalp krizi geçirme riski yüksektir

Yaz aylarında kalp hastaları için tehlike çanları çalmasının nedeni, aşırı sıcaklarla birlikte yükselen tansiyonun kalp krizi riskini tetiklemesidir. Havanın normal sıcaklıkta olduğu dönemler hariç; aşırı sıcaklar ve aşırı soğuklara bağlı olarak damarın yükü artar. Dolayısıyla kalbin yükü de artmış olur. Özellikle aşırı sıcaktan aşırı soğuğa geçiş, kalp spazmına yol açıyor ve kalp krizi tehlikesini ciddi şekilde yükseltir. 

Klimalı ortamlara dikkat!

Yaz aylarında, özellikle hava sıcaklığının çok yüksek oranda seyrettiği şehirlerde 40-50 derece sıcaktan, klimanın çalıştığı 18-20 derecelik bir ortama ani geçiş ya da dışarıdan eve gelip doğrudan klimayı çalıştırıp karşısına geçmek kalp krizi riskini tetikleyebilir. O nedenle klimalı ortamların 22 derecenin altında olmaması gerekir. Belli bir soğuk derecesinden sonra damarların spazm riski arttığı için ani soğuklar kalp krizine zemin hazırlayabilir. Klimalı ortamlar çok fazla tercih edilmemelidir. Çünkü bu ortamların en kötü özelliği, birtakım akciğer hastalıklarına neden olmasıdır. Akciğer rahatsızlığı da, var olan kalp hastalığını tetikleyebilir. Klimalar aynı zamanda solunum yolu ile bulaşabilen bakterileri ortama dağıtan özelliğe sahiptir. Bunun için bakımlarının çok iyi yapılması gerekir. Vücut bir sistem olarak kabul edildiğinde, sistemin bir yerindeki bozukluk bir başka noktayı olumsuz etkileyebilmektedir. Örneğin; akciğerlerdeki oksijen kapasitesine ait bir bozukluk, kalp krizine ve kalp yetmezliğine neden olabilir. Klima kullanımında önemli olan, soğuk değil serin ortamlar yaratılmasıdır.

Soğuk su soğuk havadan daha tehlikeli!

Sıcak altında uzun süre kaldıktan sonra birden soğuk bir havuza atlamak risktir. Bunun nedeni, ciddi sıcaklık farklarını aniden yaşamaktır. Soğuk su, soğuk havaya göre daha tehlikeli olabilir. Çünkü burada vücutla direkt temas ve vücut ısısının aniden değişmesi söz konusudur. Çünkü soğuk havada kaybedilen ısı ile soğuk suyla temas halinde kaybedilen ısı arasında ciddi bir fark vardır. Soğuk su ile temas, herkes için aynı derecede riskli olabilir. Çünkü soğuk su, kalp spazmına zemin hazırlar. Yani kalp damarları soğuğun etkisi ile ciddi oranda büzülerek kan akımı bozulur. Kişinin damar sertliği problemi olmasa bile daralmaya meyilli damarlar varsa bunlar bir takım tetikleyici faktörler sonucu kalp krizine kadar gidebilmektedir. Damar sertliğinin başlangıç aşamasında damarın o bölgesinde spazm daha fazla görülür. Damarın bütünü içerisinde, iç yüzeyinden salınan ve bulunduğu bölgeye etki eden, damarın gevşemesini sağlayan bir takım hormon benzeri maddeler vardır. Damar yapısındaki bozulma, bu hormon benzeri maddelerin salınımının bozulmasına ve o bölgede spazmın görülmesine neden olur.

Güneşin altında 15 dakikadan fazla kalınmamalıdır

Kesinlikle direkt güneşle temas edilmemeli, gölgede ya da şemsiyenin altında kalarak güneşlenilmelidir. Yüzmek, çok sağlıklı bir egzersizdir ancak çok sıcak zamanlarda değil..

Yazın erken saatlerde de spor yapmak uygun değildir. Çünkü tansiyon ataklarının en sık olduğu zamanlar, sabahın erken saatleridir. Bu saatlerde çok fazla efor kaybı kalbi yorar ve tansiyon yüksekliğini artırabilir. Spor yaparken de kalp büyümesine neden olacak sporlar değil, kalbi hafif yoracak sporlar tercih edilmelidir. Amaç; kalbin damar sirkülasyonunu daha iyi çalışır hale getirmek yani kılcal damarların gelişerek ana damarda olan olayları tolere etmesine olanak sağlamaktır.

Bol bol tempolu yürüyüş yapın

Sakin bir şekilde vitrinlere bakarak yürümek sağlık açısından çok fazla bir anlam ifade etmez. Şeker hastaları hariç; aç karnına, yaşanılan bölgeye göre havanın çok sıcak olduğu dönemler tercih edilmeden, düz zeminde 40-45 dk arasında yaklaşık 4-5 km tempolu yürüyüş yapmak gerekir. Hastalar, gün içinde zaten çok yürüdüklerini iddia etseler de, bunlar geçerli bir egzersiz değildir. Çünkü egzersiz, kesintisiz ve düzenli olarak yapılan hareketlerdir.

Yüzmek sağlıklıdır ama kaplıcalara dikkat!

Yazın; saat 10-12 arası öğleden sonra da 3’ten sonra sıcakların azaldığı zamanlar, yüzme için ideal zamanlardır. Yüzme, terleme ve vücuttan su kaybının olmaması bakımından, tüm kasların aktif olarak çalıştırılması yönüyle çok iyi bir spordur. Düzenli olarak yapılan her spor gibi tansiyonu düşürücü bir etkiye sahiptir. Sıcak su, hamam ve sauna özellikle yaşlılara çok fazla önerilmemektedir. Ancak yaşla birlikte birtakım eklem rahatsızlıkları kaçınılmaz hale gelir. Böyle durumlarda kaplıca tedavisi verilir. Sıcaklığın ve bir takım elementlerin çok yoğun olduğu bu ortamlarda çok fazla kalmak, sağlıklı insanlar için de zararlıdır. Kaplıca ortamlarında ve hamamlarda günde iki kez, 10’ar dakika kalabilirsiniz. Ancak özellikle tansiyon yüksekliği ve kalp hastalığınız varsa, hiç önermiyoruz.

Yazın ılık suyla banyo yapılmalı!

Özellikle yazın; sauna, hamam ve kaplıca gibi sıcak ortamların yanında, evde de çok sıcak su ile banyo yapılmasını önermiyoruz. Sıcak suyun yanında yazın çok soğuk suyla da banyo yapılmamalı. Banyo suyu ılık olmalı, banyoda kalış süresi uzun olmamalı.. Varis hastaları ise banyodan çıkarken dizlerinden aşağı bölgeye soğuk su tuttuklarında, özellikle yazın yararlı olabilir. Çünkü toplardamarlar sıcakla genişlediği için varislerle ilgili şikayetleri artırabilir. Yazın artan bu şikayetler soğuk su ile hafifleyebilir.  
 
Sağlık kontrollerini düzenli olarak yaptırmanın yanında yeme alışkanlıklarını değiştirmek, kalp ve damar sağlığı açısından çok önemlidir. Midenin özellikle akşam yemeklerinden sonra çok fazla doldurulması, diyafram kasının kasılması ile birlikte karın içi organların da bir miktar büyümesi ile solunumu olumsuz yönde etkilemektedir. Bunların hepsi bir araya geldiğinde kalp krizini tetikleyici etki yapabilir. Tatlı ve meyve yenecekse, yemekten 1-2 saat sonra tüketilmelidir. Yemekten hemen sonra yenen meyve tatlı, insülin direncinin yüksek olduğu durumlarda vücutta ciddi yağlanma ile birlikte kan yağlarının da yükselmesine yol açmaktadır. Bu durum da uzun dönemde damar sertliğine yol açar.

Yorum yapın