Şike soruşturması ve bazı Kürtlerin demokratik özerklik ilanı gündemi işgal etti. Ama artık ne olursa olsun, hepsi beklesin.. Ne şike soruşturması ne de bir takım istismarcıların özerklik ilanı, engellilerin beklentilerinden daha önemli değil.. Bir toplum, çocuklarına, yaşlılarına, yoksullarına ve engellilerine verdiği değer ile yücelir..
O güzel gözlü Şafak Pavey, tekerlekli sandalyesi ve protez bacağı ile Meclis’e girince Genel Kurul Salonundaki merdivenleri de, pantolon giyme yasağını da alaşağı ediverdi.
Şafak Pavey, tam bir mücadele abidesi.. O şanssız tren kazasını çok iyi hatırlıyorum. Başka birine yardım etmek isterken onu düşürdüler ve o üzücü tren kazasında kolunu ve bacağını kaybetti Şafak.. Yürekleri yakan bir facia sonrasında eriyip gitmedi, yılmadı, adeta yeniden doğdu. Cenevre Üniversitesi ve London School of Economics’de başlayan idealleri yolundaki hayat yürüyüşü, o facia sonrasında verdiği yaşam mücadelesiyle ve tam bir gurur abidesi olarak Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Dünya Sekreteryası’nın ilk özel kalemi olarak atanmasına kadar sürdü. Yaşadığı facia ile hem kendisi, hem de cefakar annesi ünlü gazeteci Ayşe Önal o günlerde bir süre Türkiye’nin gündemindeydi ama gözden uzak olan gönülden de ırak olurmuş, Türkiye’nin çoğu, yıllardır Şafak Pavey’i bilmiyordu, tanımıyordu. Protez bacağı ve protez kolu ile Meclis’teki ilk fotoğraflarını görenler, onu artık hiç unutamayacaktır. 12 Haziran 2011 Seçimleri’yle İstanbul 1. bölgeden CHP milletvekili seçilen Şafak Pavey’in, engellilerin Meclis’teki en önemli destekçisi ve savunucusu olacağından hiç kuşkum yok.!
PROTEZ BACAK, ENGELLİLERİN SEMBOLÜ
Bir süredir engellilerin beklentilerini kaleme almaya çalışıyorum ama ne yazık ki hep erteliyorum. Beklenmeyen gündem haberleri Türkiye’yi epeydir çalkalıyor. Seçimin ardından CHP’nin Meclis boykotu, ardından futboldaki şike soruşturması, terör çetesinin hain pusuları ve bazı Kürtlerin demokratik özerklik ilanı nedeniyle, engellilerin özgürlüklerine bir türlü sıra gelmedi. Ama artık ne olursa olsun, hepsi beklesin.. Ne şike soruşturması ne de bir takım istismarcıların özerklik ilanı, engellilerin özgürlük taleplerinden ve beklentilerinden daha önemli değil.. Onlara sözüm var. Bu yazı engellilerin haklı beklentileri için.!
Evet.. Aslında belki de herkes haklı.. Herkes farklı özelliklerde hak ve özgürlüklerin peşinde.. Ama kimsenin özgürlük talebini, engellilerin hareket, eğitim, yaşam, çalışma, kazanma, eşitlik ve özgürlük talepleriyle mukayese dahi edemeyiz. Onları ancak senede bir defa “Engelliler Haftası” kutlamaları sırasında ya da bireysel “başarı” hikâyeleriyle hatırlıyoruz. Hatta hatırlamıyoruz, kimbilir belki de hatırlamak, görmek istemiyoruz. Oysa bir toplum, çocuklarına, yaşlılarına, yoksullarına ve engellilerine verdiği değer ile yücelir.!
ENGELLİLER, AYLARDIR MAĞDUR VE TEDİRGİN
Bunları neden anlatıyorum?
Anayasamızın Üçüncü Bölümü 50. maddesi, ”bedeni ve ruhi yetersizliği olanların çalışma şartları bakımından devletçe özel olarak korunduğu”nu belirtiyor. Devletçe de seferber edilen çalışmalar olduğunu izliyoruz ama engelli bireylerin yaşam şartları ve istihdam koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, engellilerin yaşadıkları mağduriyeti gidermek konusunda yetersiz kalıyor.
BUGÜNLERDEKİ EN ÖNEMLİ SORUN
2011’de TBMM’de kabul edilen ”Torba Yasası” gereğince, kamu kurumlarının gerçekleştirmiş olduğu engelli sınavları ile yine yılın çeşitli devirlerinde gerçekleştirilen engelli memur alımlarının kaldırılması engelli öğretmen, mühendis ve memur adayları için bir süredir önemli bir mağduriyet yaratıyor. Eski sistemin yerine kabul edilen “Merkezi Engelli Sınavları” yönetmeliği 6 aydır çıkarılamıyor, engelliler çaresiz bekliyor. İlgili kanun gereği eylül-ekim aylarında “Merkezi Engelli Sınavları”nın yapılması gerekiyor ama söz konusu sınavın nerede, ne zaman ve nasıl yapılacağı ile ilgili belirsizlik, açıklama bekleyen engellilerde çöküntü yaratıyor. İhmal edildiklerini, unutulduklarını düşünüyorlar.
BAŞBAKAN’IN SÖZÜ VAR
Merkezi Engelli Sınavları ile ilgili açıklama bekleyen engelli öğretmen, mühendis ve memur adaylarının tek güvencesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği söz.. Başbakan’ın “Kamu ve Özel Sektördeki engelli kadrolarını dolduracağız” sözü onları itelenmişlik duygusundan kurtarıyor. Ama bu vaadin eyleme, uygulamaya dönüşmesini bekliyorlar.
SINAV TARİHİ AÇIKLANSIN
Engellilerimiz, duygularını çok daha canlı yaşayan fertlerimizdir. Kamu kurum ve kuruluşlarına 2011 yılında engelli öğretmen, mühendis, memur alımları ile ilgili Merkezi Engelli Sınavları’nın ne zaman, nerede ve nasıl yapılacağının derhal açıklanmasında fayda var. Devlet’in, yanlarında olduğunu engellilere göstermesi, hissettirmesi gerekiyor. Yoksa umutsuzluğa ve karamsarlığa kapılıyorlar. Çok sayıdaki engellinin duygularına tercüman olan şu satırlara kulak verirsek, nasıl ızdıraplar yaşadıklarını anlamamız mümkün olacaktır;
“Arkadaşlar dün akşam çok sinirliydim kalbini kırdığım arkadaş varsa özür dilerim ama hala sinirim yatışmış sayılmaz. Çünkü artık ben de gezip tozmak, alışveriş yapmak, ne bileyim kendi kazandığım parayla bir şeyler yapmak istiyorum. Bu çok görülmesin.. Bana inanın, yataktan kalkamıyorum, nefes alıp verirken kalbimde yanma oluyor. Babama da yük olmak istemiyorum. Adam “gidelim” diyor hastaneye, ben gitmiyorum. Şimdi hastahaneye gitsem en az 200 bilemediniz 300 lira ile çıkarım oradan.. Artık iyice bıktım bu hayattan, intiharın eşiğindeyim artık. Biraz daha düşünürsem kendimi sona sürükleyerek giderim artık..”
Sedat ÜRETEN