Evde bakım maaşıyla ilgili sorunlar

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından tahsis edilen evde bakım maaşları engelli yakınına evde bakanlara bir net asgari ücret tutarında verilmektedir. Bu tutarlar mevzuatta “Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik”in 13. maddesinde belirtilmiştir. Sözü geçen maddede verilecek evde bakım maaşları için “net asgari ücret” tabiri geçmekte; fakat net asgari ücret verilmemektedir.

engelli-kaldirimi

Engellilere evde bakım maaşı olarak verilen paralar net asgari ücretin asgari geçim indirimi (AGİ) eklenmemiş halidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı mevzuatta asgari geçim indirimsiz olarak belirtilmemesine rağmen evde bakım maaşı ödemelerini AGİ eklenmeden yapmaktadır. Bu da her evde bakım parası alan vatandaşa 73,40TL (2013′ün ilk 6 ayı için) eksik veriliyor demektir. Yani şu anda 699,61 TL olarak verilen evde bakım ücretleri AGİ eklenseydi 773,01 TL olarak verilecekti.

Evde bakım maaşı muhtaçlık sınırıda mı yanlış?
Evde bakım aylıklarının yanı sıra bu aylıklara ilişkin muhtaçlık sınırı da yine bakanlıkça AGİ’siz asgari ücrete göre hesaplanıyor. Dolayısıyla bu şekilde hesaplanan muhtaçlık sınırları daha düşük oluyor. Şu an 466,41 TL olan evde bakım maaşı muhtaçlık sınırı AGİ eklenmiş asgari ücrete göre hesaplansaydı 515,34 TL olacaktı.

Üstelik AGİ ve bu gibi konularda en yetkili merci olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı net asgari ücretin hesaplamasını AGİ ekleyerek yapmasına rağmen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün bu hesaplamasının geçerli bir dayanağının olmadığı kanaatindeyiz.

Aşağıda paylaştığımız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sitesinden de görüleceği gibi net asgari ücret asgari geçim indirimi eklenerek belirtilmiştir.

Pazarlamacılık yapan pedagoglara prim vermeyin!

Çağın getirdiği yeniliklere ayak uydurmak adına internet üzerinden hastalıklarıyla ilgili araştırma yapan kişiler, çoğu zaman kendilerini birer pazarlamacı edasında tanıtım yapan pedagog ve doktorların sitelerinde bulabiliyorlar. Kendi muayenehanelerine müşteri çekmek ve hastaları muayene etmek için olmadık yöntemlere başvuran bu kişilere karşı mutlaka dikkatli olmak ve prim vermemek gerekiyor. Doktorluğun etik ahlak ilkelerini hiçe sayan, hastaları birer müşteri olarak gören bu kişiler; çoğu zaman hastaların çok ciddi sorunlara maruz kalmalarına da sebebiyet verebiliyorlar.

pedagog

Hastaları iyileştirmekten çok uzak hareketlere girişen, onların psikolojilerini hiçe sayan ve sadece para için hastaları kandırmaya devam eden bu kişiler; interneti oldukça etkin bir şekilde kullanmaya devam ediyorlar. Bunun önüne geçmek içinde ülkemizde herhangi bir kontrol mekanizması olmadığı için, artniyetli bu kişiler halen daha Google’a reklam vererek ve arama sonuç sayfalarında üst sıralarda yer alarak hastaları tuzaklarına düşürmeye devam ediyorlar. Bu meyanda yapılması gereken tercih edilecek ve muayene olunacak doktorun mutlaka geçmişinin araştırılması ve doktorluk kariyeri titizlikle incemek olmalı.

Tuzun fazlası öldürebilir

Atalarımızın “3 beyaz” olarak adlandırdığı ve uzak durmanın gerekliliğini ifade ettiği un – tuz ve şeker; aşırı derecede tüketildiği zaman insan hayatına ciddi zararlar verebiliyor. Özellikle tuz, uzmanların da ifadesiyle kesinlikle fazla tüketilmemesi gereken besin maddelerinin başını çekiyor. Kalp ve kan dolaşımıyla ilgili kalıcı hasarlara sebebiyet veren ve sırf 2010 yılında 2 milyon 300 bin kişinin bu tür hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmesine neden olan tuz; özellikle 70 yaş altı erkekleri tehdit etmeye devam ediyor.

asiri-tuz

Hazır gıda ve fast food sektöründe de sıklıkla kullanılan tuz, yüksek tansiyonun meydana gelmesinde en önemli etken olarak da karşımıza çıkıyor. Günde bir bıçak ucu kadar tuz tüketilmesi uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor, ancak sıradan hazır gıdalarda bile bu orandan daha fazlası kullanıldığında ne kadar ciddi tehlikelerle yüz göz olduğumuz daha iyi anlaşılabilir.

Hal böyle olunca tuzu ve tuzlu ürünleri daha dikkatli tüketmek büyük bir yükümlülük haline geliyor. Bol bol su tüketmek ve obezite riskiyle de karşılaşmamak için tuzdan kaçınmak mutlaka vücuda faydalı olacaktır.

SYDV’lere genelge gönderildi

Daha önce yazdığımız Evde Bakım Maaşları Da SYDV’ye Geçecek adlı yazımızda 2022 maaşlarında olduğu gibi engelli yakınlarına verilen evde bakım maaşlarının da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’na geçeceğini bildirmiştik. 4 Şubat 2013 tarihinde Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye’deki tüm SYDV’lere gönderilen “Evde Bakım Aylığı Değerlendirme Çalışması” konulu gengelge ile bu durum resmiyet kazanmış oldu.

saglik-bakanligi

Yayınlanan genelgede açıklandığı üzere evde bakım aylıklarının değerlendirilmesi için SYDV’ler tarafından 15 Şubat 2013 tarihine kadar sorumlu oldukları bölgede bulunan evde bakım maaşı alan kişilere sosyal incelemeler gerçekleştirilecektir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu uygulama ile mevcut evde bakım maaşı alanlara yönelik yürütülen yardım programını değerlendirmeyi ve yeni yardım programları ile ölçütleri geliştirmeyi hedefliyor. Uygulamayı evde bakım maaşlarının SYDV’lere geçirilmesinin bir ön çalışması olarak düşünebiliriz. Yapılacak bu ön çalışmadan elde edilecek verilere göre işlemlerin ne yönde revize edileceği ve SYDV’ler için uygulanabilirliği kararlaştırılacak. Ayrıca bu uygulama 2022 maaşı ve evde bakım maaşlarının birleştirilmesine yönelik bir örneklem çalışması niteliğinde. Oluşturulmuş formlar sahada sınanarak eksik ve yanlış olan kısımlar değerlendirilerek neler yapılması gerektiği tartışılacak.

Yapılacak bu ön değerlendirme tüm evde bakım maaşı alanları kapsamayacak. Her il ve ilçedeki SYDV tarafından ne kadar kişinin bu kapsamda değerlendirileceği kontenjanlar ile belirlenmiş durumda. Yani bir ilçe için 5 kişilik bir kontenjan var ise o ilçedeki SYDV tarafından 5 tane evde bakım maaşı faydalanıcısı değerlendirmeye alınacak.

Güzelleşmek için yapılan harcamalara dikkat!

Kozmetik sektörünün bir numaralı hedef müşteri kitlesi konumunda bulunan kadınlar, güzelleşmek uğruna kesenin ağzını sonuna kadar açabiliyorlar. Bu durumun farkında olan ve her geçen gün yeni yeni kozmetik ürünleri üretmeye devam eden dev firmalar, kadınların ipin ucunu kaçırıp aile bütçelerine de zarar verebilmelerine sebep olabiliyorlar. Hal böyle iken kozmetik ürünleri satın alan kişilerin mutlaka çok dikkatli olması ve harcamalarını kontrol altında tutması gerekiyor. “Hem sağlığınızdan, hem de paranızdan olmayın” diyen Liv HOSPITAL Dermatoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Gonca Gökdemir ise bu uyarıları yapan uzmanlardan sadece birisi.

makyaj-malzemeleri

Tercih edilen kozmetik ürünleri vücudunuzla etkileşim sağlarken size zarar verebilir, kalitesiz ve ucuz malzemeler sağlığınızdan olmanıza yol açabilir. Bünyesinde bir çok koruyucu madde ve boya bulunduran bu tür kozmetik malzemeleri satın almadan önce mutlaka ucuz ve kaliteli ürünler araştırılıp tercih edilmeli. Ayrıca hassas bir cilde sahip olduğunuzu düşünüyorsanız da kozmetik ürünü satın alacağınız yerdeki ilgili satıcıya durumu anlatmalı ve uzman birisine danışmalısınız. Bu sayede olası olumsuz durumların önüne geçebilirsiniz.