Ak Parti ve Ağaçların Arasına Sıkışan Ümit.!

Evet sevgili dostlar seçimlere sayılı günler kala ülkemiz derin belki de telafisi çok zor badireler atlatıyor. Şu an mevcut hükümette bulunan Ak parti 2002 den beri iktidarda, halktan 3. kez icazet isteyecek. Diğer tarafta kaset skandalıyla genel başkan değiştiren ana muhalefet partisi CHP ve yine birden çok kaset skandallarıyla neredeyse genel başkan hariç A kadrosu değişen MHP…

Seçim bu üç partinin arasında geçecek desek sürpriz olmaz herhalde.. Bir ilginçlik de bazı dini cemaatlerin özellikle Süleymancılar ve İskender Paşa Cemaatinin seçime sayılı günler kala sevenlerine MHP’ye oy vermeleri konusunda telkinde bulunmaları.. İskender paşa cemaati ki Ak partinin üst düzey yöneticilerin bir kısmının bu cemaate tabii olduğunu bilmeyen yoktur. İsmi bende kalsın diyeceğim ama zaten kendileri her yerde bunu söylüyorlardı. Şimdi merak ettiğim bu yöneticiler hizmet ettikleri Ak Partiye mi oy verecekler yoksa hoca efendilerinin sözünü mü tutacaklar.

Alternatifimiz yok ki.!!!

Şunu da çok merak ediyorum. Hakikaten ülkeyi yöneten Ak parti halkın iyi durumda olduğuna inanıyor mu.? Yoksa Zaten alternatifimiz yok mu diyorlar.? Bu sözde kafamı kurcalıyor. Alternatifimiz yok demek zaten kendini otomatikman başarısız olarak tanımlıyorsun demek değil mi.? Ben siyasetçi değilim ama neredeyse günümün büyük kısmı dışarıda halkla geçiyor. Her kesimden insanlarla görüşüyorum. Hakikaten maddi sıkıntılarla boğuşan aç sefil bir sürü insan var. Eskiden insanlar zengin olmanın hayalini kurardı. Yazlık, yeni bir araba falan hayalleri vardı. Şimdi ise karnımı nasıl doyururum derdi var, bir iki de çocuk varsa akşama eve kuru ekmek nasıl götürürüm derdi var. Hocam abartıyorsunuz diyorsanız gazeteden telefonumu alın.. Avrupa kenti olan Kocaeli’nde binlerce perişan eve bizzat ben götüreyim.. Bunlar bana göre Ak partinin olumsuzlukları.!!!

Artık Sanal da olsa Darbe Olmayacak;

Olumlu yanlarına bakarsak en önemlisi Türkiye’de belirli kitle vardı. Onlara dokunulamıyordular, yargılanamıyorlardı. Bugün tek tek yargılanıyorlar… Kim derdi ki Kenan Evren savcıya ifade verecek, şimdi yargılanacak belki de hapse atılacak… Bir sürü kirli planlar tek tek ortaya çıktı.Yıllardır ülkeyi hortumlayan gruplar basınından tut sanayicisine kadar tek tek yargının karşısına çıkartıldı.

En son yaşanan gelişmeye hatırlarsak; Eski Genel Kurmay başkanı Başbuğun; Poyrazköy’deki  lav silahları için ‘boru’, Albay Dursun Çiçek’in ‘ıslak imzalı’ “AK Parti ve Gülen’i Bitirme Planı” içinse ‘kâğıt parçası’ demesi boşuna değilmiş… 4 yıl sonra ortaya çıkan son belgeye göre, 2007’deki ‘367 endeksli’ cumhurbaşkanlığı seçim krizini ve ‘darbe tehdidini’ bizzat yöneten; dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı, yani bir önceki Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ… Ergenekon sanığı emekli Albay Levent Göktaş’ın ofisinde el konulan 51 Numaralı DVD’de kayıtlı metin, Erkan Mumcu ve Mehmet Ağar’ın niçin Meclis’teki oturuma katılmadıklarını açıkça belgeliyor.

Siyasi ve diğer ilgili kişilerle görüşmeleri, Başbuğ adına gayri resmi danışmanı Doç. Dr. Nuran Yıldız’ın yaptığı belirtiliyor, zamanın Genelkurmay İstihbarat Şube Müdürü Albay Turgut Ak imzalı bilgi notunda.. “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasına bakan İstanbul 13.  Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşan emniyet tespit tutanağındaki belge, siyasete sadece emekli askerlerin müdahale etmediğini de ispatlıyor. Hatırlarsanız, 28 Şubat sürecinin karargâh komutanı İsmail Hakkı Karadayı’nın ANAP lideri Mumcu’ya, Köşk’teki koltuğun 11’inci sahibinin belirleneceği turlara katılma ‘dediği’ ileri sürülmüştü. O yılların Genelkurmay İkinci Başkanı Ergin Saygun ile İstihbarat Başkanı Korgeneral Aslan Güner’e de paraf açılan belgede yazanlara dönersek; Başbuğ’un Mumcu’ya ilettiği mesajın ana özeti şu; “Anayasa Mahkemesi’yle konuşuldu. AK Parti kapatılacak. Erdoğan, Gül ya da Arınç’tan biri cumhurbaşkanı seçilirse TSK müdahale edecek. Yeni oluşum sözü veriyoruz..” Siyasetin yeni dizaynında  Rifat Hisarcıklıoğlu, Sinan Aygün, Abdüllatif Şener ve Cemil Çiçek’in adları geçiriliyor. Olaydan, ordunun birinci ismi Yaşar Büyükanıt da haberdar.. Yaşanan olayın bütün tanıkları canlı yalan olma ihtimali bana göre yüzde sıfır.. Sırf bu tür çirkin komplolara karşı koyduğu için bile Ak partiye oy verilir. Bize yansımayan bir sürü komplolar.. Görünen o ki Milletimiz her ne kadar maddi olarak fazla rahatlamış gibi görünsede büyük bir teveccühle bana göre % 55 ile Ak Partiyi tekrar iktidar yapacak ne dersiniz.?!

..Ve hikayemize dönelim;

 Ağaçlar arasında sıkışan Ümit;

Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını gizleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, “Bizim eve bile sığmaz” dediği o güzelim balonların adamı nasıl havaya kaldırmadığı idi. Baloncu dinlenmek için durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktığını fark ederek ona doğru yaklaştı ve bütün cesaretini toplayarak;

– Baloncu amca, dedi. Biliyor musun benim hiç balonum olmadı..

Adam çocuğu söyle bir süzdükten sonra;

– Paran var mı.? diye sordu. Sen onu söyle..

– Bayramda vardı, diye atıldı çocuk, önümüzdeki bayram yine olacak..

– Öyleyse bayramda gel, dedi adam. Acelem yok, ben beklerim..

Çocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayırmadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile mecali kalmamıştı. Bir kaç adım attıktan sonra elinde olmadan tekrar onlara baktığında, gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacının dallarına takılmıştı. Çocuk, olup bitenleri büyük bir merakla takip ederken, baloncu ona doğru dönerek;

– Küçük, diye seslendi. Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm..

Yapılan teklif, yavrucağın aklını başından almıştı. Koşarak ağacın altına doğru yöneldi ve ayakkabılarını aceleyle fırlatıp tırmanmaya başladı. Hedefine adım-adım yaklaşırken duyduğu heyecan, bacaklarını kanatan akasya dikenlerinin acısını hissettirmiyordu. Sincap çevikliğiyle balonlara ulaştığında bir müddet onları seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı. Ancak balonlardan birisi iyice sıkıştığından diğerlerinden ayrılmış ve ağaçta kalmıştı. Çocuk onu kurtarmaya kalkışsa, dikenlerden patlayacağını çok iyi biliyordu. İster istemez balonu yerinde bırakıp aşağıya indi ve adama dönerek;

– Birini bana verecektiniz, dedi. Hangisi o.?

Adam elinin tersiyle burnunu sildikten sonra;

– Seninki ağaçta kaldı evlat, dedi. İstersen çık al..

Çocuk bu sefer ayakta bile duramadı. Kaldırım kenarına oturup baloncunun uzaklaşmasını bekledikten sonra, dallar arasında parlayan balona uzun uzun bakarak;

– “Olsun..”, diye mırıldandı. “Olsun..” Ağacın üzerinde kalsa da, bir balonum var ya artık..

Fatih Ekinci

“Ak Parti ve Ağaçların Arasına Sıkışan Ümit.!” üzerine bir yorum

  1. birincisi 12 eylülcüler yargılanmadı.röportaj yapıldı evine gidilerek.ikincisi insanlar umutlarını hayallerini yıllardır hep uzaktan seyretiler..ülkeyi yönetenler hep kandırdı biri senin olacak diye oyaladı…

    Yanıtla

Yorum yapın